
Netflix’in dizilerdeki başarısı bariz ama iş filme gelince malumunuz biraz çuvallıyor. Bu sebeple başrollerinde Kevin Costner ve Woody Harrelson’ın yer aldığı Highwaymen ilk duyurulduğunda konusu beni cezbetse de Netflix’in sütlerinden (filmlerinden) ağzımız yandığı için fazla beklenti sahibi olmadan beklemeye çalıştım.
Peki konu ne ki bu kadar merakla bekledim? Filmin konusu bir dönemin meşhur kaçakları Bonnie ve Clyde’ı öldüren kanun adamları Frank Hamer ile Maney Gault’un bu ikilinin sonunu hazırlamaya giden süreçte yaşadıkları. Neden bu konu bu kadar ilgini çekti derseniz; 1967 yapımı olan ve başrollerinde Warren Beaty ile Faye Dunaway’in oynadığı Bonnie ve Clyde filmi şok eden finali ile beynime kazınmıştı. O zamanlar ilkokul çağında olan ve gerçek hikayeyi bilmeyen bir çocuk olarak meşhur kanlı final beni dumura uğratmıştı. Çünkü o güne dek filmlerde özdeşleştiğimiz karakterler her türlü sıkıntılı durumu aşarak mutlu sona yelken açarlardı.

Dilerseniz filme konu olan Bonnie ve Clyde öznesinde biraz dönemden bahsedelim. Kasım 1929’da Amerika’da başlayıp neredeyse tüm dünyayı saran Büyük Buhran ‘’Great Depression’’ yılları. İşsizlik inanılmaz boyutlarda, ciddi bir fakirlik hakim. Ödenemeyen borçlar sebebi ile bankalar insanların ensesinde. İnanılmaz bir umutsuzluk ve karamsarlık hakim. İşte bu dönemde ortaya çıkıyor Barrow Çetesi. Canı burnunda ve bankalara düşman olan halk tarafından banka soydukları için bir anda kahraman hatta Robin Hood mertebesine yükseltiliyorlar. Bu kadar masumlar mı peki? Tabii ki hayır. Resmi raporlara geçmiş 9 polis cinayeti ve bir o kadar da sivili öldürüyorlar. Bunlar sadece bilinenler. Çetenin peşinde olan kanun kuvvetleri bir de halkın bir kısmının onlara sağladığı kamuflajı aşmak için çaba göstermek zorunda kalıyorlar.
Fakat tüm önlemlere, o zamanın en ileri kriminal teknolojilerine rağmen bir türlü yakalanmıyorlar. İşte burada da devreye önsezi ve tecrübe giriyor. Emekli ettirilmiş (!) iki eski Teksas Ranger’ı Frank Hamer ve Maney Gault çeteyi yok etmeleri içi işin başına getiriliyor. Amaç yakalayıp mahkemeye çıkartmak değil öldürmek olduğu için özellikle Frank Hamer seçiliyor. Hikayesini filmde öğreneceğiniz için burada spoiler vermek istemiyorum.
Sonrasında av başlıyor. Hatta film bu virajdan sonra bir yol filmine dönüşüyor bile diyebiliriz. Şunu özellikle belirtmek istiyorum eğer aradığınız mermilerin havada uçuştuğu, kan ve barut kokusunu hissedeceğiniz bir film ise bu film o film değil. The Highwaymen’de kamera kanun tarafına çevrilmiş durumda ve çetenin etrafındaki çemberin nasıl daraltıldığını ve finale gittiğini görüyoruz. Bunu da dönemin ruhunu hem prodüksiyonda hem de hikaye anlatımında ve atmosferde bize bire bir aktararak başarıyor yönetmen John Lee Hancock.
Oyunculuklarda ise Kevin Costner her zamanki gibi kalburüstü. Waterworld laneti ile kariyeri neredeyse biten Costner olgunluk yıllarında birbirinden güzel işler çıkartmaya devam ediyor. Woody Harrelson ise simasının verdiği şapşal sevimliliği şahane oyunculukla birleştiriyor her zaman. Kathy Bates ise Vali Ferguson rolünde demir yumruklu kadın vali karakterini şahane dolduruyor.
Film Rotten Tomatos’da %76 izleyici notu almış. Imdb notu 7/10. Şahsen ben büyük keyifle izledim fakat daha önce de söylediğim gibi hızlı, enerjik bir film değil. Durağan ama biyografik ya da dönem filmlerine meraklı olanlar için oldukça ilgi çekici. Gönül rahatlığı ile tavsiye edebilirim.