
Marmara Çizgi’nin desteği ile başladığımız çizgi roman inceleme bölümlerimizin ilki ile karşınızdayız. Hatta bu ilk bölümde de biraz çizgi dışına çıkarak pek alışık olmadığınız bir Superman hikayesini ele alacağız.
Bu Bi Kuş (It’s A Bird) Steven T. Seagle’ın yazdığı ve Teddy Kristiansen tarafından çizilen bir eser. Vertigo etiketi ile çıkan ilk otobiyografik eser olma özelliğini taşıyor. Yayın tarihi Mayıs 2004 olmakla birlikte evvelki ay Marmara Çizgi tarafından İlke Keskin’in editörlüğünde ve M. Aytuğ Yıldırım’ın çevirisi ile Türkçeye kazandırıldı. Steven T. Seagle’ın önsözde de bahsettiği gibi bu eserin Türkçeye kazandırılmasını çok isteyen ama genç yaşta kaybettiğimiz sevgili Emre Yerlikhanı da bu vesile ile anıyor, sevenlerine sabır diliyoruz.
Bu Bi’ Kuş, bir Superman hikayesi gibi dursa da aslında değil, çünkü çok daha fazlası…
Marmara Çizgi’nin tanıtımında eserden ‘’Adından övgüyle bahsedilen ressam Teddy Kristiansen (THE SANDMAN, HOUSE OF SECRETS) ve yazar Steven T. Seagle (VERTICAL, SUPERMAN); anılar, aile, kayıplar ve kahramanlara duyduğumuz ihtiyaca dair, hem oldukça kişisel hem de deneysel, yarı otobiyografik güçlü bir hikayeye imza atıyor.’’ Şeklinde bahsediliyor.
Dilerseniz önce yaratıcı isimlerin diğer işlerine bir göz atalım. Yazar Steven T. Seagal 1965 yılında doğmuş Amerikalı bir yazar. Çizgi roman, televizyon, sinema, tiyatro oyunları, animasyonlar, video oyunları gibi bir çok paralel mecrada üretim yapan bir isim. Ayrıca bir dönem fırtına gibi esen BEN 10’in yaratıcılarından biri. Marvel ve Dc için bir çok çizgi romanda imzası var.
Çizer Teddy Kristiansen ise 1964 doğumlu ve Danimarkalı bir sanatçı. Superman, Batman ve hatta Sandman gibi ikonik çizgi roman projelerinde imzası var. Tarzı kişisel olarak beni biraz zorlasa da şiirsel bir havası olduğunu inkar edemem.
Gelelim eserle ilgili yorumlarımıza.
Yazı, çizgi roman, karikatür gibi mecralarda hatta özellikle süreli yayınlarda en sık kullanılan (ve kaçınılması en çok tavsiye edilen) klişelerden biri yazarın tıkanıklığını, proje ile ilgili çıkış yolu bulamamasını konu alması yani kendini anlatmasıdır. Bu Bi Kuş ana konu başlığı olarak bu klişeyi kullansa da altını bambaşka mevzular ile doldurarak mevzudan alnının akı ile çıkıyor ve klişeyi unutturmayı da başarıyor.
Kendisine bir Superman çizgi romanı yazılması teklif edilen Steven bu teklif ile birlikte çocukluğuna, Superman’in onda yarattığı travmatik etkiye ve gün ışığına çıkarılması yasak olan aile sırlarına geri dönüyor.
Bir yandan ailesini tehdit eden ve bir tedavisi bulunmayan Huntington hastalığının soluğunu ensesinde hissederken bir yandan da aşırı yapay bulduğu ve bağ kuramadığı Superman ile ilgili gelen teklifi eddetmek için elinden geleni yapıyor. Biz de bu sırada yazarın Superman ile ilgili yaptığı tahlilllere ağzımız açık bir şekilde eşlik ediyoruz. Bu tanrısal kahramanın ona sahte gelen, bağ kuramadığı özellikleri ile hayatında aşmak zorunda kaldığı sıkıntıları eşleştirdiği kısımlar gerçekten keyif veriyor.
Teddy Kristiansen ise bence bu tarz bir anlatım için nokta vuruşu yapılarak seçilmiş bir çizer. Masalsı suluboya çizimleri; gerçekle hayali dünyanın iç içe geçtiği, bir adamın kafasında yaptığımız yolculukta müthiş bir rehber görevi üstleniyor. Durağan başlayan fakat gittikçe ivme kazanan hikayede en çok hoşuma giden şey bu kadar fantastik öğelerin at koşturduğu çizgi roman mecrasında bize son derece gerçek ve etkileyici bir hikaye sunması.
Özet olarak Bu Bi Kuş her çizgi roman severin arşivinde mutlaka bulunması gereken bir yapıt. Tabi şöyle bir uyarı yapmakta da fayda var; ben gerçekçilikten kaçmak için çizgi roman okuyorum, bana gerçek hayat hikayeleri değil tanrıların kapışmaları lazım diyen bir okursanız sizi pek sarmayabilir.
Satın almak için, Joker Çizgi Roman